Herkese merhaba,
Bu yazımda, sizlerle biz görme engelli kullanıcılar için önemli bir uygulama olan
Uygulamasından bahsedeceğim.
Kurucusu Nazım Salur’un bir projesi.
Projenin amacı, 7 gün 24 saat, yiyecekten içeceğe, akla gelen bir çok ürünü son kullanıcıya en hızlı bir biçimde ulaştırabilmek.
Sistem, şu an yalnızca mobil uygulamalar üzerinden hizmet veriyor.
Sistemi ilk kez, Şubat 2016’da test ettim.
Görme engelli bir kullanıcı olduğumdan, uygulamayı kullanırken oldukça zorlandığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Zira, uygulama, erişilebilir olarak tasarlanmamıştı.
Bu yüzden, ilk alışveriş süreci oldukça sancılı ve bir o kadar zorlayıcı oldu benim için.
Getir’in
Hesabına, konuyla ilgili bir çok tweet atarak, uygulama hakkındaki şikayetlerimizi dile getirmeye başladık.
Hatta, kendilerine her konuda destek verebileceğimizi, test sürecini birlikte yürütebileceğimizi ilettik.
Fakat, kendilerinden olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş alamadık.
Peki, daha sonraki süreç nasıl gelişti?
Uygulamanın gelişim sürecini sürekli takip ediyordum.
Her güncellemeyi titizlikle inceliyor, erişilebilirlikle ilgili bir gelişme olmadığını görünce de, içten içe kızıyordum.
Bundan üç ay önce, uygulamanın erişilebilir olmadığını, bu yüzden görme engelli kullanıcıların yeterince faydalanamadığını anlatan bir kaç tweet daha gönderdim.
Uygulamanın erişilebilir olmadığını buradan defalarca dile getirmemize rağmen, olumlu ya da olumsuz geri dönüş yapılmadı. @getir_istanbul
— Selçuk Uçar (@sellcukucar) 8 Temmuz 2017
Bu tweeti attıktan sonra beklemeye başladım.
Aradan 3-5 dakika geçti ve aynen şöyle bir yanıt aldım:
Şu an için öyle bir çalışmamız maalesef yok. Ama ilerde neden olmasın?
— getir (@getir_istanbul) 8 Temmuz 2017
Şu an öyle bir çalışmamız yok lafı, beni son derece üzmüştü.
Zira, bir yazılım ve donanım üretilirken, her kesimden kullanıcının ihtiyaçları göz önüne alınmalı ve ona göre bir strateji geliştirilmeli.
Erişilebilirliğin daha sonra düşünülecek bir şey olmadığı artık anlaşılmalıydı.
Daha sonra neler oldu?
En son tweet’ten sonra, sosyal medya üzerinden uğraşmanın yarar getirmeyeceğine inandım ve Getir ekibine e-posta göndermeye karar verdim.
E-postamda, defalarca erişilebilirlik iyileştirmesi istediğimi, hiçbir şekilde dikkate alınmadığımı, bu şekilde olacaksa, hesabımı silmelerini istediğimi belirttim.
Bu arada, olaydan haberdar olan arkadaşlarım da e-posta gönderdiler.
Aradan birkaç gün geçti ve Getir | Kurumsal İletişim Direktörü Sayın Serhat Karakaya’dan bir e-posta aldım.
E-postada; erişilebilirlik çalışmasının yapılacağını, en kısa zamanda faaliyete geçeceği yazıyordu.
Bu e-posta, beni umutlandırmıştı.
Bu aşamadan sonra beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
Ve işte o an!
Birkaç gün sonra, Serhat bey beni ofise davet etti.
O sıralar çok da müsait olamadığımdan, Engelsiz Erişim Derneği’nden Sayın Engin Yılmaz’a ulaştım ve durumu anlattım.
Sağolsun, benim yerime gidip yazılımcılarla bizzat görüştü.
Engin abinin gitmiş olması oldukça iyi oldu.
Zira, kurumsal bir kimlikle, Engelsiz Erişim Derneği adına gitmiş oldu.
Son sürecin, bizler için oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim.
Sayın Engin Yılmaz, değerli dostum Çağrı artan ve ben, uygulamayı test etmeye başladık.
Ve mutlu son!
Uygulama, bugün App Store’da yerini aldı.
Uygulama geliştiricileri, altyapıyı yenileyerek, uygulamayı VoiceOver ile kullanabilmemizi sağladılar.
Artık, bizler de Getir uygulamasını erişilebilir olarak rahatça kullanıyoruz.
Bütün bu düzenlemelerin, Getir’in iOS versiyonu için olduğunu belirtmek isterim.
Uygulamayı
İndirebilirsiniz.
Bu arada, güncelleme notlarını bana yazdıran Getir ekibine çok teşekkür ediyorum.
#Getir güncelleme notları.
Sağolsunlar bana yazdırdılar.
Teşekkürler @getir_istanbul pic.twitter.com/EXhgVskprS— Selçuk Uçar (@sellcukucar) 13 Ekim 2017
Son olarak; süreç boyunca desteğini esirgemeyen,
Getir Kurumsal Direktörü Serhat Karakaya’ya,
Getir | Kurumsal İletişim Uzmanı Sayın Cansu Burçoğluya,
Getir ürün başkanı Sayın Halid ÖZsoy’a,
Sayın Engin Yılmaz’a ve Sayın Çağrı artan’a çok teşekkür ediyorum.